İçindekiler
1. Giriş
Bu araştırma, 2000-2015 döneminde Avrupa geçiş ekonomilerinde Reel Efektif Döviz Kuru (REER) ile ticaret dengesi arasındaki kritik ilişkiyi inceler. Para birimi değer kaybının ihracatı ucuzlatarak ve ithalatı pahalılaştırarak bir ülkenin ticaret dengesini iyileştirmesi gerektiğini öne süren geleneksel iktisat teorisinin aksine, çalışma bu spesifik bağlamda olumsuz bir etki bulmaktadır. Bulgular, yüksek ithalat bağımlılığı ve sınırlı ihracat kapasitesi ile karakterize edilen ekonomilerde, ticaret dengesi ayarlaması için bir araç olarak döviz kuru politikasının faydasını sorgulamakta ve Avrupa ekonomik entegrasyonuna giden yolları için önemli çıkarımlar sunmaktadır.
2. Araştırma Bağlamı ve Literatür Taraması
Çalışma, geçiş sürecindeki küçük, açık ekonomiler için optimal döviz kuru rejimleri tartışması içinde yer almaktadır. Birçok Avrupa geçiş ülkesi sabit veya ağırlıklı olarak yönetilen esnek döviz kuru rejimleri sürdürmektedir. Yaygın bir eleştiri, bu tür bir katılığın gerekli para birimi ayarlamalarını engelleyerek ticaret dengesizliklerini kalıcı hale getirebileceğidir.
2.1. Teorik Çerçeve
Teorik temel, Marshall-Lerner koşulu ve J-eğrisi etkisini içerir. Marshall-Lerner koşulu, bir değer kaybının, ihracat ve ithalat talebinin fiyat esnekliklerinin toplamı birden büyükse ancak o zaman ticaret dengesini iyileştireceğini belirtir. J-eğrisi ise, bir değer kaybının, potansiyel olarak iyileştirmeden önce, ticaret dengesini başlangıçta kötüleştirdiği (mevcut sözleşmeler ve esnek olmayan kısa vadeli talep nedeniyle) fenomeni tanımlar.
2.2. Ampirik Kanıt Eksikliği
Bahmani-Oskooee ve Kutan (2009) gibi önceki ampirik çalışmalar, Doğu Avrupa'da REER ile ticaret dengesi arasındaki uzun vadeli ilişki konusunda kesin olmayan sonuçlar vermiştir. Bu makale, daha güncel bir veri seti üzerinde daha sağlam ekonometrik teknikler kullanarak bu boşluğu doldurmayı amaçlamaktadır.
3. Metodoloji ve Veri
Analiz, 2000-2015 dönemini kapsayan bir Avrupa geçiş ülkeleri panelini kapsamaktadır. Temel model, ticaret dengesini (TB), Reel Efektif Döviz Kuru (REER) ve yerli ve yabancı gelir gibi diğer kontrol değişkenlerinin bir fonksiyonu olarak inceler.
3.1. Model Belirtimi
Temel model şu şekilde temsil edilebilir:
$TB_{it} = \beta_0 + \beta_1 REER_{it} + \beta_2 Y_{it}^{dom} + \beta_3 Y_{it}^{for} + \epsilon_{it}$
Burada $TB_{it}$, *i* ülkesinin *t* yılındaki ticaret dengesidir, $REER_{it}$ reel efektif döviz kurudur (artış değerlenmeyi gösterir), $Y^{dom}$ ve $Y^{for}$ yerli ve yabancı gelir vekillerini temsil eder ve $\epsilon_{it}$ hata terimidir.
3.2. Tahmin Teknikleri
Yazarlar sağlamlık için çift metodoloji yaklaşımı kullanmaktadır:
- Statik Model: Gözlemlenemeyen ülkeye özgü heterojenliği kontrol etmek için Sabit Etkiler (FE) tahmini.
- Dinamik Model: Potansiyel içsellik ve ticaret dengelerindeki sürekliliği yakalayan gecikmeli bağımlı değişkenin ($TB_{it-1}$) dahil edilmesini hesaba katmak için Genelleştirilmiş Momentler Yöntemi (GMM) tahmini.
4. Ampirik Sonuçlar ve Analiz
Makalenin merkezi bulgusu, ticaret dengesini açıklamada REER değişkeni için istatistiksel olarak anlamlı bir negatif katsayıdır.
4.1. Statik Model Sonuçları
Sabit Etkiler modeli, bir değer kaybının (REER'de bir düşüş) ticaret dengesinin bozulması ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu sezgilere aykırı sonuç, yerli ve yabancı ekonomik faaliyet kontrol edildikten sonra da geçerliliğini korumaktadır.
4.2. Dinamik Model Sonuçları
GMM tahminleri, statik modelin bulgularını doğrulamaktadır. Gecikmeli ticaret dengesi değişkeninin anlamlılığı, ticaret ayarlamalarının dinamik doğasını teyit etmektedir. REER değer kaybının olumsuz etkisi sağlam kalmaya devam etmekte ve bulgunun bir tahmin yöntemi eseri olmadığını göstermektedir.
Temel Sonuç Yorumu
Bulgular: $\beta_1 > 0$ (REER için pozitif bir katsayı).
Yorum: Bir değerlenme (REER artışı) ticaret dengesini iyileştirirken, bir değer kaybı (REER düşüşü) onu kötüleştirir. Bu, standart beklentiyi tersine çevirir.
5. Tartışma ve Politika Çıkarımları
Yazarlar bu "olumsuz etkiyi" Avrupa geçiş ekonomilerinin yapısal özelliklerine atfetmektedir:
- Yüksek İthalat Bağımlılığı: Bu ekonomiler, ithal ara mallara, sermaye mallarına ve enerjiye ağırlıklı olarak bağımlıdır. Bir değer kaybı, bu temel ithalatların yerel para birimi maliyetini artırarak, üretim maliyetlerini yükseltebilir ve ihracatın rekabet gücünü azaltabilir.
- Düşük İhracat Kapasitesi ve Esnekliği: İhracat tabanı dar olabilir (örneğin, birincil emtialara veya düşük katma değerli imalata dayalı) ve yabancı talebin fiyat esnekliği düşük olabilir. Daha ucuz ihracat, artan ithalat faturasını telafi etmek için yeterli ek yabancı satışı teşvik etmez.
6. Temel İçgörü ve Analist Perspektifi
Temel İçgörü: Bu makale, ders kitabı makroekonomisine güçlü, muhalif bir darbe indiriyor. Geçiş sonrası Avrupa ekonomilerinin spesifik ekosisteminde, klasik para birimi devalüasyonu kaldıracının sadece etkisiz olmadığını, aynı zamanda ticaret dengesi için aktif olarak zararlı olduğunu ampirik olarak gösteriyor. Temel mekanizma yapısal bir kusurdur: bu ekonomiler, esnek olmayan ihracat sepetlerine sahip, ithalata bağımlı fiyat alıcılarıdır ve devalüasyonu kendi kendine uygulanan bir maliyet şokuna dönüştürür.
Mantıksal Akış: Argüman zarif bir şekilde inşa edilmiştir. Ticaret açıkları karşısında sabit döviz kurlarının politika ikilemini kabul ederek başlar. Daha sonra, varsayılan çözümü (devalüasyon) sağlam panel veri yöntemleri (FE ve GMM) kullanarak titizlikle test eder. Ters bir sonuç bulgusu, mantıksal olarak altta yatan yapısal varsayımların yeniden incelenmesini zorunlu kılar ve ithalat bağımlılığı ile ihracat esnekliği eksikliği teşhisine yol açar. Sonuç—döviz kuru araçlarını mali/yapısal olanlar lehine terk etmek—kaçınılmaz olarak takip eder.
Güçlü ve Zayıf Yönler: En büyük gücü, metodolojik titizliği ve net, politika ile ilgili sonucudur. Hem statik hem de dinamik modellerin kullanılması güvenilirliği artırır. Ancak analizin, makro panel çalışmalarında yaygın olan kritik bir kusuru vardır: önemli heterojenliği potansiyel olarak maskeleyebilir. Tüm "Avrupa geçiş ülkelerini" homojen bir blok olarak ele almak sorunludur. Olumsuz etkinin şiddeti, örneğin imalata odaklanan Çek Cumhuriyeti ile daha çok emtia odaklı Bulgaristan arasında muhtemelen değişiklik gösterir. Bahmani-Oskooee ve Kutan'ın çalışmasına yapılan atıflarda ima edildiği gibi, ülke düzeyinde veya küme düzeyinde bir analiz, kritik bir nüans katmış olurdu. Ayrıca, çalışma dönemi (2000-2015) küresel finansal krizi kapsamakta olup, bu da normal ticaret ve döviz kuru ilişkilerini bozmuş olabilir.
Uygulanabilir İçgörüler: Yatırımcılar ve politika yapıcılar için bu araştırma, sert bir uyarı etiketidir. AB aday ülkeleri için: Rekabetçi devalüasyonlar peşinde koşmak, dış dengesizlikleri kötüleştirebilecek bir çıkmaz sokak stratejisidir. Öncelik, Dünya Bankası'nın Avrupa ve Orta Asya Ekonomik Güncellemesi serisinde vurgulandığı gibi, dayanıklı ihracat sektörleri inşa etmek için derin, arz yönlü yapısal reform olmalıdır. Para otoriteleri için: İthalat maliyetlerini kontrol altında tuttuğu için, istikrarlı veya hafif değerlenen bir para birimini savunmak, daha önce düşünülenden daha faydalı olabilir. Analistler için: Tek tip REER modelini bırakın. Bir sonraki sınır, bir ülkenin spesifik döviz kuru-ticaret dengesi bağlantısını tahmin etmek için, IMF'nin Dış Sektör Raporları'nda kullanılan metodolojilere benzer şekilde, ihracatın ithalat içeriği ve ihracat ürünü sofistikasyonu metriklerini içeren farklılaştırılmış çerçeveler oluşturmaktır.
7. Teknik Detaylar ve Matematiksel Çerçeve
Çalışmanın ekonometrik kalbi, model belirtiminde yatmaktadır. GMM ile tahmin edilen dinamik panel modeli şu şekilde temsil edilebilir:
$TB_{it} = \alpha TB_{it-1} + \beta_1 REER_{it} + \beta_2 Y_{it}^{dom} + \beta_3 Y_{it}^{for} + \eta_i + \nu_t + \epsilon_{it}$
Burada:
- $\alpha$ ticaret dengesinin sürekliliğini yakalar.
- $\eta_i$ gözlemlenemeyen ülkeye sabit etkileri temsil eder.
- $\nu_t$ zamana sabit etkileri (örneğin, küresel şoklar) temsil eder.
8. Analiz Çerçevesi: Kod İçermeyen Bir Vaka Örneği
Tarım ürünleri ve basit tekstil ihraç ederken makine, ilaç ve doğal gaz ithal eden varsayımsal bir Avrupa geçiş ülkesi olan "Translandiya"yı düşünün.
- Senaryo (Standart Teori): Translandiya para birimini %10 devalüe eder. İhracat yurtdışında %10 daha ucuz hale gelir. İthal makine yurtiçinde %10 daha pahalı hale gelir. Talep esnekse, ihracat geliri artar, ithalat harcaması düşer ve ticaret dengesi iyileşir.
- Senaryo (Bu Makalenin Bulgusu - "Translandiya Vakası"):
- İhracat Tarafı: Translandiya'nın temel mallarına olan küresel talep esnek değildir. %10'luk bir fiyat düşüşü, sadece %5'lik bir hacim artışına yol açar. İhracat geliri düşer.
- İthalat Tarafı: Translandiya, temel makine, ilaç veya gaz ihtiyacını azaltamaz. %10'luk bir fiyat artışı, neredeyse tam bir maliyet yansımasına yol açar. İthalat harcaması keskin bir şekilde yükselir.
- Net Etki: Ticaret dengesi bozulur. Devalüasyon, ekonomi üzerinde bir vergi gibi hareket ederek, ithal girdi kullanan herhangi bir endüstrinin üretim maliyetlerini artırır.
9. Gelecekteki Uygulamalar ve Araştırma Yönleri
- Ayrıştırılmış Analiz: Gelecekteki araştırmalar, ticaret dengesini ayrıştırmalıdır. Olumsuz etki daha çok ithalat tarafından (değer ve hacim) mi yoksa ihracat tarafından mı kaynaklanmaktadır? Sektör veya ürün düzeyinde analiz (UN Comtrade gibi veri setleri kullanılarak) hangi sektörlerin en savunmasız olduğunu ortaya çıkarabilir.
- Küresel Değer Zincirlerinin (KDZ) Dahil Edilmesi: Modern ticaret, KDZ'ler tarafından tanımlanır. Bir ülkenin bu zincirlerdeki konumu (yukarı akış vs. aşağı akış, ihracatın ithalat içeriği), döviz kuru değişimlerinin etkisini kritik şekilde belirler. Modele KDZ katılım endekslerinin (OECD-WTO TiVA veritabanından) entegre edilmesi mantıklı bir sonraki adımdır.
- Asimetrik Etkiler ve Doğrusal Olmayanlıklar: Etki, değerlenme ve değer kaybı dönemlerinde veya ekonomik canlanma ve durgunluk dönemlerinde farklılık gösterir mi? Eşik veya Markov-geçiş modelleri bu doğrusal olmayanlıkları araştırabilir.
- Politika Simülasyon Modelleri: Bulgular, geçiş ekonomileri için makroekonomik politika simülasyon modellerine, örneğin küçük açık ekonomiler için özelleştirilmiş DSGE modellerine entegre edilebilir, böylece alternatif politika karışımlarının etkilerini daha iyi tahmin etmek mümkün olur.
- Daha Geniş Coğrafi Uygulama: Bu hipotezin diğer ithalata bağımlı, emtia ihraç eden bölgelerde (örneğin, Afrika'nın bazı bölgeleri, Latin Amerika) test edilmesi, bunun benzersiz bir Avrupa geçiş fenomeni mi yoksa belirli kalkınma aşamalarının daha genel bir koşulu mu olduğunu belirleyebilir.
10. Kaynakça
- Begović, S., & Kreso, S. (2017). The adverse effect of real effective exchange rate change on trade balance in European transition countries. Zbornik radova Ekonomskog fakulteta u Rijeci, 35(2), 277-299. https://doi.org/10.18045/zbefri.2017.2.277
- Bahmani-Oskooee, M., & Kutan, A. M. (2009). The J-curve in the emerging economies of Eastern Europe. Applied Economics, 41(20), 2523-2532.
- International Monetary Fund. (Annual). External Sector Reports. Washington, DC: IMF.
- World Bank. (2023). Europe and Central Asia Economic Update. Washington, DC: World Bank.
- OECD & WTO. (2023). Trade in Value Added (TiVA) Database. Retrieved from https://www.oecd.org/sti/ind/measuring-trade-in-value-added.htm
- Isard, P. (2007). Equilibrium Exchange Rates: Assessment Methodologies. IMF Working Paper No. 07/296.